Bugün 28 Mayıs… Taksim Gezi Parkı’nda bulunan ağaçların kesilmesiyle başlayan ve tüm yurda yayılan Gezi direnişinin üzerinden 7 yıl geçti. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve en kitlesel eylemi olan Gezi’de toplumun ezilen kesimleri taleplerini meydanlara taşıdı.Alanları haftalarca terk etmeyen halkın üzerine kolluk güçleri ve “palalı” diye anılan paramiliter gruplar sürüldü. 8 genç hayatını kaybederken, gözlerini kaybedenler de oldu, yüzlerce insan yaralandı.Evrensel gazetesi, direnişin yıl dönümünde yaşamını yitirenlerin aileleri ile konuştu.İşte Evrensel'de yer alan haber...
"HUKUKSUZLUK DAHA DA ŞİDDETLENDİ"
Gezi direnişi döneminde hayatını kaybedenlerden biri de 15 yaşındaki Berkin Elvan’dı. Berkin, 16 Haziran gecesi, İstanbul Okmeydanı’daki evinden ekmek almak için yola çıkmıştı ancak polisin gaz fişeğiyle başından vuruldu. 15 yaşına komada giren Elvan 11 Mart 2014’te öldüğünde 16 kiloya düşmüştü. Berkin’i vuran polis ise hâlâ tutuksuz yargılanıyor. Berkin’in babası Sami Elvan, “Salgından dolayı davamız iki defa ertelendi, 23 Eylül’de olacak, sonlara geldik. Devlet burada da boş durmuyor. Delil karartmaya yönelik, Berkin’i karalamaya yönelik faaliyetlerine devam ediyor. Açık açık öldürdükleri, hedef aldıkları çok belli. 14 yaşında bir çocuğu başka alanlara çekmeye çalışıyor. Ama biz bunlara biat etmeden, hukuksal anlamda mücadelemizi devam ettireceğiz. Ceza almaları için elimizden geleni yapacağız. Yanılmıyorsam, son iki duruşma olabilir. 23 Eylül’deki duruşma bizim için önemli bir duruşma” dedi. Baba Elvan son olarak şunları söyledi: “Geziden sonra hukuksuzluk daha da şiddetlenmiş durumda. Biz çocuğumuzu kaybettik ama adalet mücadelemiz hep devam ediyor. Adaletin peşinden koşmaya devam ediyoruz. Gezi’nin unutulmayacağını çok iyi biliyorum. Bizim çocuklarımızın unutulmayacağını çok iyi biliyorum.”
"BİZ HER ZAMAN ADALET TALEP ETTİK"
22 yaşındaki Ahmet Atakan da Ankara’da ODTÜ ve Tuzluçayır’daki protestolara destek vermek için Hatay Armutlu’da yapılan eylemde polis tarafından kafasından gaz fişeğiyle vurulup, çatıdan düşerek öldü. Atakan’ın öldürülmesine ilişkin henüz bir dava açılmadı. Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan “Bu 7 yılda çok büyük acılar yaşadık. Adalet beklerken adalet bir türlü bize uğramadı. Benim oğlumun hâlâ davası açılmadı.” diyerek söze giriyor ve devam ediyor: “Oğlumun dosyasını açmayanlar, ben katillere katil dediğim için hemen benim hakkımda dava açtılar. Biz her zaman adalet talep ettik. Bizim çocuklarımız barışı, özgürlüğü, kardeşliği savundular. Gezi’nin 7. yılında koronavirüs nedeniyle alanlarda olmayacağız. Alanlarda olmamamız bizim mücadeleden vazgeçeceğimiz anlamına gelmez. Biz her zaman mücadele edeceğiz, her zaman adalet talep edeceğiz. Çünkü adalet herkese lazım olacak. Biz annelerin yüreği öyle bir yanıyordu acımız giderek büyüyor. Benim oğlum kara toprağın altındayken katilleri geziyor. Biz anneler olarak adaleti başka çocuklar öldürülmesin diye istiyoruz”
"BİR İNSANI ÖLDÜREN CEZA ALMADI"
Hatay Armutlu’daki eylemlere katılan 22 yaşındaki Abdullah Cömert de 3 Haziran 2013’te akrep aracından atılan biber gazının başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Cömert’in ağabeyi Adnan Cömert dava sürecinde yaşanan hukuksuzluklara tepki gösterdi. Cömert, “Hukuka, adalete inancımız kalmadı, bizim davamız Anayasa Mahkemesinde. Kardeşimin katili 6 yıl 7 ay aldı. Zaten afla tahliye edildi. Bir insanı öldüren ceza almadı. Hukuk ve adalet yok bu ülkede. Şu anda Anayasa Mahkemesinin kararını bekliyoruz. Oradan da adalet çıkacağını düşünmüyorum.”
"YARAMIZ İLK GÜNKÜ GİBİ TAZE"
Yaşamını yitirenlerden Mehmet Ayvalıtaş’ın davası 6 buçuk yıl devam etti. 6 buçuk yıl süren davanın karar duruşması 21 Ekim 2019’da görüldü. Kararını açıklayan mahkeme, Ayvalıtaş’ın ölümüne sebep olan Mehmet Görkem Demirbaş ile Cengiz Aktaş hakkında beraat kararı verdi. Ayvalıtaş ailesinin avukatları, karara karşı bir üst mahkemeye itiraz başvurusunda bulundu. Davalarının temyizde olduğunu ve sonuç beklediklerini söyleyen baba Ali Ayvalıtaş, “7 yılda bize cehennemi yaşattılar. Dava sürecinde resmen alay edildi, gerçekler gösterilmedi, olmayan şeyler piyasaya sürüldü. Biz fazla bir şey istemedik tek istediğimiz adaletti. Adalet herkese gerekli. Dava sürecinde dayak yedik, davaya alınmadık. Siz düşünün oğlumun davasına giremiyorum. Yaramız ilk günkü gibi taze.”
"KATİLLER SERBEST AMA MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR"
19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz, 10 Temmuz 2013’te Eskişehir’de Gezi eylemlerine destek için yapılan yürüyüş sonrası polis ve sivil giyimli eli sopalı kişilerce dövülerek öldürülmüştü. Ali İsmail’in ağabeyi Gürkan Korkmaz, Antakya’nın bir köyünde yaşayan küçük bir aile olduklarını ve Gezi’yle birlikte hayatlarının değiştiğini belirterek, “Biz bir köyde yaşayan mutlu mesut bir aileydik. Gezi direnişinde evladımızı, canımızı, kardeşimi bizden aldılar. Mutluluğumuz yok oldu. O günden sonra artık ne bayramımız bayramdı ne özel günlerimizde keyif vardı. Aslında politik geçmişi olan bir aile değildik. Gezi direnişi Anadolu’nun köyünde yaşayan bizim gibi binlerce ailenin, milyonlarca insanın uyanışı oldu. Onun dışında hukuk mücadelemizde, katilleri aklamaya ve cezasızlık politikasıyla yapılan bir yargılamayla karşılaştık. Katiller basit bir ceza aldılar ama sonradan 15 Temmuz’da çıkarılan bir infaz yasasıyla birlikte serbest bırakıldılar. Katiller serbest kaldı ama hukuk mücadelemiz hâlâ devam ediyor. Biz aynı zamanda Ali İsmail’in adını yaşatmak adına bir vakıf kurduk. Şu anda o vakıf hâlâ aktif bir biçimde faaliyetlerini sürdürüyor. 200 aşkın öğrenciye burs veriyoruz. Birçok şehirde faaliyetler yapılıyor hatta uluslararası boyuta taşıdık. Ali İsmail’in adını yaşatmak ve mücadelesini sürdürmek adına hayatın birçok noktasında uğraşlarımız çabalarımız devam ediyor” diye konuştu.